22 Nisan 2010 Perşembe

touch again

bugün bir arkadaşımla beraber evden çıkıp okula gitmek üzere 4 levent metro istasyonuna gittik. arkadaş sürekli dırdır edip kafa ütüleyerek acele etmemizi falan söylerken, akbilimin boş olduğu aklıma geldi ve istasyon içerisinde bulunan akbil otomatlarına yöneldim. aletlerden birinin başında akça pakça temiz giyimli 60 yaşlarında bir amca ile kendisi gibi açık tenli şık giyimli eşi duruyordu. adamya yaklaşınca gördüm ki ekrandaki "şimdi akbilinizi tekrar dokundurunuz." yazısına ne olduğunu anlamamış gibi aval aval bakıyor. özel üretim beynim sayesinde bir anda adamın turist olabileceğine, ekranda yazan yazıyı anlamadığına ve ne yapması gerektiğini bilmez şekilde bakındığına karar verdim. bu kompleks kurguyu milisaliseler mertebesinde bir sürede gerçekleştirdikten sonra adama usulca yanaşıp "touch again" dedim. adam da kırk yıllık londralı gibi bu emrimin ardından akbilini tekrar dokundurdu. o an bir turiste yardım etmiş olmanın enfes misafirperverliğiyle coşarken korkunç bişey oldu.

adam bana döndü ve " beş lira yükleyeceğidim. yirmi lirayı aldı para üstü de vermedi. burdaki adamları falan hep galdırmışlar amuğa goyyim..." dedi.

yıkılmıştım. arkadaşımın piç piç sırıtmasını gördüm bir an.

kendime geldiğimde "iyi ki nasılsa anlamaz diyip adama -turist olmuşsun ama adam olamamışsın. ne bakıyon mal mal ekrana...- minvalinde sözler söylemedim" diye şükrediyordum.

işte dostlarım bu anıdan çıkaracağımız ders; "ne olursa olsun insanları dış görünüşlerine göre yargılamayın. londralı diye yaklaştığınız adam zonguldaklı çıkar böyle çökelek gibi kesilir kalırsınz.."

bu anımı bir şarkıyla süslemek isterim:

1 yorum:

  1. turklerin misafirperverliginin sonucu (: ama ne yapacaksin baska ? dusundum, ben de ayni senin yaptiklarini yapardim herhalde.

    YanıtlaSil