26 Aralık 2009 Cumartesi

kaming suun!

15 Haziran 2009 Pazartesi

hayatı sorgulatan fotoğraf

yıllarca dünyaya bir çift siyah camın arkasından bakan ayna üyeleri çıplak gözle aynı karedeler:


7 Haziran 2009 Pazar

iddaa ve maydanoz

nerden çıktı şu diyetisyenler, bitki uzmanları falan filan. yok efendim fesleğen yaprağı ona iyi geliyomuş, muz kabuğu şu hastalığın ilacıymış. ben de varım diyorum:

"iddaacılar sözüm size maydanoz 6. hissi kuvvetlendiriyor!"

yarın bi gün iddaa bayilerinde maydanoz yiyenleri, önlerinde demet demet maydanoz satan teyzeleri görürsem diye korktum şimdi.

30 Mayıs 2009 Cumartesi

turist rahatlığı

özellikle istanbul'da yaşamaya başladıktan sonra çok net şekilde gözlemlediğim bir husus bu.

"uçaktan inerken bi sürü para döktük geldik olabildiğince umarsız ve özgür olmalıyız." diye yemin mi ediyorlar nedir? ilk bir iki sefer yadırgamıştım bu durumu ama artık alıştım ben de.

sıkış tepiş belediye otobüsü, nefes almak imkansız, leş gibi ter kokusu vs. ama bir grup turist var arkada bağıra çağıra kahkahalar ederek takılıyorlar. ulan bi bakın etrafınıza sizden başka kimse var mı böyle davranan. insanlar sabır ve suküt içerisinde inecekleri durağa varmayı bekliyor. ama yok arkadaş turistler her saniye gülecek bişey buluyor ve patlatıyor kahkahayı...

japon desen bok görse fotoğrafını çekmek istiyor. ortaköy'de bir çift kavga etmiş kız ağlıyor oğlan çıldırmış bir halde oturuyor. japon abla geçmiş karşılarına resim çekmeye çalışıyor. lan ne bu rahatlık, kendi memleketinde yapsan bunu böğrüne böğrüne sokarlar katanayı. ama yok abla turist ya rahat ya...

işte böyle dostlarım. tanrım bize de okyanus aşırı ülkelere turist olarak gitmek, sokak ortasında zart diye osurmak ve dahi burnumuzu karıştırabilmek nasip etsin.

29 Mayıs 2009 Cuma

28 Mayıs 2009 Perşembe

27 Mayıs 2009 Çarşamba

lise müzik öğretmeni vizyonu

ilk bakışta yadırganacak, anlamsız bulunacak bir olgu gibi gelebilir dostlarım ama var böyle birşey. hem de az buz değil dünya tarihini değiştirmiş bir lider kadar geniş bir vizyonu var görebildiğim kadarıyla lise müzik öğretmenlerinin.

nerden mi çıkarıyorum? liseler için yazdıkları o akıl almaz marşlardan tabi ki...

şu ana kadar karşılaştığım tüm lise marşları bir ülkeyi yoktan var etmiş, düşmanlardan kurtarmış, yüzbinlerle tek başına savaşmış bir liderin yazabileceği türden sözler içeriyordu. bazı örnekler sunacağım ve sizler de göreceksiniz:

örneklere kendi okulumun marşıyla başlıyorum, bursa fen lisesi' nin duymamla gülmeye başladığım için gerisini hatırlayamadığım süper marşının ilk sözleri şöyle buyuruyor:

demokrasi yolunda yükselen halkın sesi
uygarlığın peşinde bursa'nın fen lisesi.

hey de hey...

ikinci örneğim bursa erkek lisesi marşından bir bölüm:

içimizde parıldar
vatan, millet sevgisi
örnektir okullara
bursa erkek lisesi.

çok basit çok yalın bir anlatım milliyetçilik vurgusu ama daha önemlisi tüm diğer okullara örnek teşkil etmek gibi bir misyon. fantastik.

ortaklar lisesi marşı:

Ortaklar'ın baştâcı, karanlığa ilacsın,
Güzelliklere ışık, geriliğe düşmansın,
Aydınlığa giden yol, mutluluğa umutsun,
Dilerim genç nesiller senden yoksun kalmasın.
Atamın ilkesi, kalitenin simgesi, ülkemin sevdalısı Ortaklar Lisesi.

vay canına yandımının. genç nesilleri aydınlatma gibi bir misyonu var ortaklar lisesinin yirmi öğretmen iki hademe ve bir kantinci kadrosuyla. hayallerde yaşıyor sanırım birileri...

pertevniyal lisesi marşı:

İlim irfan hakikat erdemlik sende pek bol
Sen verdin hepimize sağlam kafa sağlam kol
Senin gösterdiğindir dünyada en doğru yol
Ümidi senden aldık sensin ülkü emin ol

Dünya durdukça senin verdiğin bu gür sesi
Doğruya haykırırım pertevniyal lisesi.

hell yeah!!


her neyse örnekleri artırmak okunurluğu düşüreceğinden burada kesiyorum. işte sevgili dostlarım içine girdiğinizde sidik kokusundan burnunuzu tıkayarak gezeceğiniz liselerimiz nasıl da bir şanlı orduymuş bir medeniyet deryasıymış gibi marşlarla yüceltiliyor.

bunları okuduktan sonra size soruyorum lise müzik öğretmenleri vizyonun en hasına sahip değil de nedir?


[not: siz de yorum bölümüne kendi liselerinizin marşlarını ekleyebilirsiniz...]

26 Mayıs 2009 Salı

haaaaydiiii haaaaaydiiiii


O kadar tembihledim size kızım kırda çayırda bilmediğiniz mantarları yemeyin diye.

akın akın kompela

X: hangi futbolcu araba kullanmaz
Y: hakan taşıyan?
X: fitbolcu dedik lan
Y: pardon lan, hakan şükür?
X: o niye olm, allah allah
Y: hakan taşıyo ya onu, arabaya gerek yok
X: peki, cevabı veriyorum: yaya toure
Y: yaya tur diyosun?
X: yaya işte adam, arabayla işi olmaz
Y: ehehe, önümde bi futbolcu listesi olsa kompela zamanından kalma futbolcu isimleriyle laf esprisi yapma ekolünü diriltirim.
X:kaynattım aşureyi, öptüm yaya toure'yi

25 Mayıs 2009 Pazartesi

google vs microsoft

X: o değil de, bence son 3 günün en önemli internet olayına imza attık. interneti türkiye de bi adım öteye taşıdık. google bizi satın almaya kalkacak. geleceği görüyorum, microsoft'la kapışacaklar. gurur yapmayalım lan kim daha çok veriyosa ona gidelim. "para mevzubahis ise gerisi hikayedir" diye bi atasözü var.
Y: ya bence biraz piyasayı kızıştıralım ama yine de google'a satalım.
X: fiyat arttırırız tabi, ben derim microsoft'a: ya bizim gönlümüz sizde ama
google bu kadar veriyo siz de arttırın da yabancıya gitmeyelim falan diye ayaklar yaparım.

kısacası hayallerde yaşıyor... lan neyse

sınav donu

Sınav heyecanını bilmem de ben gülmekten altıma sıçtım.


speşıl tenks to nightologist

24 Mayıs 2009 Pazar

yayıncı kuruluş

X:kuzen şeyi hatırlıyon mu lan
Y: neyi?
X: maçları cine 5 yayınlarken ve lig tv'nin ilk yıllarında sürekli şey çıkardı doğan grubunda ya da star da,yayıncı kuruluş yine federasyonun ödemesini geciktirdi diye haberler. ertesi gün show da kartel medyanın karalamaları sürüyor,ödemeler zamanında yapıldı,işte federasyon yetkilisinin ağzından durumun özeti
Y: hatırlamadım, çünkü bilmiyorum. neyse, nereye gelecek laf?
X: ne güzel günlerdi lan. 15 saniyelik spor servisi olurdu, 10 saniyesi bu haberler.
Y: show da di mi :)
X: aynen
Y: uyuz olurdum. fener öyle gassay böyle beştaş şöyle der biterdi

*bu diyalogda Y Trabzonsporludur.

topçularımızı tanıyalım - attila fillkor


aşkın alevse
hasretin bir kor
en sevdiğim topçu
attila fillkor

yazık ettik

son zamanın en önemli hadiselerinden biri de bu örovizyonda kazanan eleman. alexander rybak.

bu arkadaş yurdum kızının aklını başından aldı desek yeridir. aman öyle şirin, böyle sempatik, yok efendim çok kabiliyetli, keman da çalıyor, hem şarkısını da kendisi yazmış falan da filan. adamı tanrı ilan ettiler iki günde.

ettiler de "bu adamdan bizde vardı zamanında neden onun hiç değerini bilmediniz a kızlar?" desem acaba ne yanıt verirler.

kim mi o?

kemansa keman, bestecilikse bestecilik, gülümsemeyse gülümseme, üstelik o da bir yarışmada ünlü olmuştu; karşılaştırmalı örnek fotoları vereyim de kendisine yıllarca yaptığımız haksızlığı yakinen görün:







burç safsatası

geçenlerde şöyle bi haber okudum.


durum böyle olunca da bunca yıl "burcumun bütün özelliklerini birebir taşıyorum komşular." diye dolaşan binlerce insana yazık oldu tabi.

şimdi ben hepsinin karşısına geçip "ne oldu lan düdük makarnaları hani burcunuzun özellikleri? burçla murçla olmaz adam olmak lazım adam!" diye höykürmek istiyorum.

ama yükselenim gereği sakin bir yapım olduğundan bunu yapamıyorum. :'(

mithat körler'e açık mektup


Abi etme eyleme gel bırak bu işleri, olmuyo görüyosun. Niye bu kadar inat ediyosun. Bak herkes illa müzikle uğraşcak değil ya. Başka şeyler denemelisin. Belki çok iyi bir golf oyuncusu olacaksın, ya da briçte harikalar yaratacaksın.

Bak Hüseyin Çimşir’le de konuştum, ikna ettim. o da futbolu bırakacakmış.

Saygılar.

ipe ipe

hilal ablamız bu klipte her gördüğü surete bürünebilen, doğa üstü güçleri olan bir seri katili canlandırıyor.

23 Mayıs 2009 Cumartesi

o değil de?

opera şarkısıyla çetin alp yerine, arkadaşım şarkısıyla nejat alp gitseydi erovizyona?

22 Mayıs 2009 Cuma

duvar delen jack!

cezaevinde duvarı delip bir kadınla ilişkiye giren adamın dehşet verici öyküsünü bilenler çoktur. bilmeyenler buradan buyursun.

peki akabinde gelişebilecek dialoglar nasıl olurdu?

misal:

cezayı veren hakim bayansa:

- makbule geçen onbeş yıl verdiğimiz darp zanlısı vardı ya
+ hatırladım ayten ne olmuş?
- kız adamınki 25 santimmiş?
+ deme! ben senin yerinde olsam beton döktürürdüm. afla falan çıkar allah muhafaza..
- kız duvarı da delmiş herif. ben bi süre yurt dışına çıkıyorum makbule. hayatım tehlikede...

adamın bıçakladığı davalı:

- hamdi beni bıçaklayan adam vardı ya..
+ evet abi ne olmuş ibneye!
- lan ne ibnesi herifte 25 santim mal varmış..
+ vay anasını. herife kobra entegre etmişler desene..
- lan sen nediyon be gelsin bi daha istesin bi daha bıçaklatmazsam neyim. gurur duydum be..

gardiyanlar

- lan fikret ne ayak lan herifle senin aran pek iyiydi.
+ lütfü akıllı ol lafını kulağın duysun vallahi alırım dalağını ha.
- ne gocunuyon lan kunek!

haberi izleyen bir çift

- hakan bak adama duvarları delmiş. sen aynı yatakta kaç yıldır şu tohumlarını ekemedin bu humuslu toprağa.
+ cavidan böyle söyleme karıcım üzüyorsun beni.
- konuşma hakan konuşma. bak zaten sinirliyim doğrarım seni girerim içeri. belki bana da bi kısmet çıkar belki orada. pısırık herif seni!

3 bıçaklı devrim



En iyi jilet budur! Matrix’in bütün meşhurları bununla traş oluyor. Neo, Morpheus, Trinity hepsi bu bıçağı kullanıyorlar. Hepsi şöhretlerini bu bıçağa borçludurlar. Cüzi bi fiyata BİM’lerde.

ya tutarsa?

X: yoghurtube.com u satın alalım mı senle?
Y: tutmaz dicem sen de ya tutarsa mı diceksin?

küreselleşme üzerine yüzeysel bakış

X: Ukrayna futbol federasyonunun internet sitesinin sadece ana sayfasının ingilizce versiyonu bulunmasına ne dedin? Ordan bişeye tıklıyorsun Ukraynaca, bizim bu kafayla küreselleşebilmemize imkan ihtimal yok.

Y: Tabi canım, dünyanın dışında kinder sürpriz çikolatası kalınlığında bi kabuk bile yapamayız. Böyle çakma küreselleşme olmaz olsun!

biz kurtlu, lerzan mutlu


O değil de Lerzan Mutlu telefonun ses gelen yerine konuşunca karşı tarafa gidiyo mu acaba?

topçularımızı tanıyalım - toraman



Mustafa Sandal'dan geliyor:

Toraman gitme sevgilim,
Sana ihtiyacım var.
Bu aralar sol bekteyim,
Sana ihtiyacım var.

doğu-batı sentezine çağdaş yorumlar

X: senle uzakdoğuya karşı bi tavır alalım, sırtımızı dönelim.
Y: dönelim de, uzakdoğuya arkamızı dönersek yüzümüzü batıya dönmüş olacağız ki ona da pek taraftar değilim
X: haklısın bunu hiç düşünmedim
Y: süper zekamla anında çözüm buldum bence biz yüzümüzü kuzeye dönelim. hem lazlığa sempatimiz var. hem de rusya da kuzeyde. bu da bizi votkaya yakınlaştırır, mis olur mis
X: bu sefer de, kıçı güneye vermiş oluyoruz.akdeniz insanı tehlikeli abi. yıllar boyu zeytinyağı reklamı falan, akdeniz insanı şöyledir, sıcakkanlıdır böyledir. bi işkillendim
Y: urfalıyık yorgansız yatarık oğlansız yatmayık diye bi laf var bi kere
X: ne yapsak ya? japonlara versek kıçı? onlarınki küçük zaten zarar gelmez diye öyle düşündüm ben
Y: iyi düşünmüşün aslında, ama yüzünü batıya dönme fikri beni işkillendiriyor. bugün çağdaşlık için ne yaptın?
X: hmmm, maket yaptım. atalarımız ne demiş? mak'et sanatı çağdaş ulusların meşguliyetidir. bu doğrultuda ilerledim, ya sen?
Y: ben de elektroniğe giriş çalıştım. atalarımız ne demiş başlamadığın işi bitiremezsin. evvel'a giriş yapınız ki gerisi gelsin. bence batıya yüzümüzü dönmemizde pek bi sakınca yok
X: tabi abi, ayak uydurabiliyoruz sonuçta
Y: bence de, bugün kareteye başlasak iki senemizi alır adam akıllı öğrenmemiz
X: ooo zilyon tane kuşak. ama batı öyle mi? az da olsa senin yaptığın işe değer verir. bugün iki sayfa chomsky okusak, okurken görseler; bu adam çağdaş, bu adam muassır medeniyetler seviyesinde derler.
Y: aynen hacı, bundan sonra benim için ankara'dan ötesi bitmiştir
X: ben zaten bayadır uğramıyom
Y: hah, nefis
X: ondan demek ki,gidesim gelmiyo. çağdaş yüzüm istemiyo

azicuk bilimden anlayruk da ha buni boyle keşfettuk

21 Mayıs 2009 Perşembe

artizler dünyasından akıl almaz havadisler

halktan soyutlanmışlıkla, kendi içlerindeki sapkın dünyalarıyla eleştirilir artizler. çoğusu da buna karşı çıkmak adına sürekli kendini savunup durur. ancak elime geçen öyle bir bomba var ki; buna karşı kendisini nasıl savunacaklar merak ediyorum doğrusu.

hepimizin lanetle andığı ayna grubunun çok meşhur olduğu zamanlarda "gittiğin yağmurla gel" adlı bir şarkıları vardı hatırlarsınız... hatırlamayanlar burdan buyurdu.

işte o yağmurla giden kadın ibrahim tatlıses' e gitmiş. artizler dünyası böyle işte herkes başkasının karısıyla kızıyla...

ıspatı da koyalım da güme gitmesin:


facebook ve dayılarımız

Başlık absürd gelebilir. Hiç uzun uzadıya yazmiim siz şu linkteki habere bi göz atın. Ben de iki laf edeyim üstüne.

Gelecekte dayılarımızı tamamen hayatımızdan çıkarmak zorunda kaldığımız bi dünya görüyorum. İyi ki dayım yokmuş be!

41 kere maşallah


tsubasa'nın maşallahı var